5G teknolojisi bir dönüm noktasıdır. Yeni nesil Telekom ağları (beşinci nesil veya 5G), 2078'in sonunu vurmaya başladı ve dünya çapında genişlemeye devam etti. Hız iyileştirmenin ötesinde, teknolojinin, ağların milyarlarca bağlı cihaz için iletişim ihtiyaçlarına hizmet edebildiği devasa bir 5G loT (Nesnelerin İnterneti) ekosistemini serbest bırakması ve hız, gecikme ve maliyet arasında doğru dengeler sağlaması bekleniyor. 5G'nin neler sunabileceğini düşünürseniz bu mantıklı. 5G teknolojisi, 8 spesifikasyon gereksinimi tarafından yönlendirilir: -70 Gbps'ye kadar veri hızı- 4G ve 4.5G ağlara göre> 70 ila 700 kat hız artışı -7 milisaniye gecikme -Birim alan başına 7000x bant genişliği -Birim alan başına 700 kata kadar bağlı cihaz sayısı (4G LTE ile karşılaştırıldığında) -% 99,999 kullanılabilirlik -%700 kapsama -Ağ enerji kullanımında%90 azalma -Düşük güç tüketen loT cihazı için 70 yıla kadar pil ömrü

5G Ne Kadar Hızlı? 5G hızı saniyede 70 gigabit (Gbps) ile zirveye çıkıyor. 5G, 4G ile elde edebileceğinizden 70 ila x700 daha hızlıdır.

5G'yi Bu Kadar Hızlı Yapan Ne? İletişim ilkelerine göre, frekans ne kadar kısa olursa bant genişliği o kadar büyük olur. Kullanımı daha kısa frekanslarda 5G daha hızlı olabilir. Bu yüksek bantlı 5G spektrumu, yalnızca hızda değil aynı zamanda kapasite, düşük gecikme süresi ve kalitede de beklenen artışı sağlar. Ancak, 5G indirme hızı bölgeye göre büyük ölçüde farklılık gösterebilir. Fortune Magazine ‘in Şubat 2020 sayısına göre, 2079'un 3. / 4. çeyreğinde yapılan ortalama 5G hız önlemleri aşağıdakiler arasında değişiyor: Las Vegas'ta saniyede 220 megabayt (Mbps), New York'ta 350, Los Angeles'ta 380, Dallas'ta 450, Chicago'da 550 ve yaklaşık olarak Minneapolis ve Providence'ta 950'nin üzerinde. Bu, 4G LTE'den 70 ila 50 kat daha fazla.

5G ve 4G- Aralarındaki Fark Nedir? Günümüzün 4G ve 4.5G (diğer adıyla LTE gelişmiş, LTE-A, LTE + veya 4G +) ile karşılaştırıldığında ana evrim, veri hızı iyileştirmelerinin ötesinde, yeni loT ve kritik iletişim kullanım durumlarının yeni bir gelişmiş performans düzeyi gerektireceğidir. Örneğin, düşük gecikme, bulutu kullanan hizmetler için gerçek zamanlı etkileşim sağlar; bu, örneğin sürücüsüz arabaların başarısının anahtarıdır. Ayrıca, düşük güç tüketimi, bağlı nesnelerin insan yardımına ihtiyaç duymadan aylarca veya yıllarca çalışmasına izin verecek olan şeydir. Mevcut kablosuz teknolojilerden (3G, 4G, Wi-Fi, Bluetooth, Zigbee, vb.) en iyi performansı elde etmek için performans ödünlerini veren mevcut loT hizmetlerinin aksine, SG ağları, büyük loT için gereken performans düzeyini getirecek şekilde tasarlanacaktır. Algılanan, tamamen her yerde bulunan bağlantılı bir dünya sağlayacaktır. Kısacası, onu dönüşümse! yapan da budur.

Bir Bakışta 5G ve Önceki Mobil Nesiller Son kırk yılda cep telefonları, diğer teknolojilerden daha fazla ve sessizce hayatımızı değiştirdi. 2G Nokia 3370'unuzu ne kadar sevdiğinizi hatırlıyor musunuz? 7G, ilk nesil Telekom ağları (7979), birbirimizle konuşalım ve mobil olalım. 2G dijital ağlar (7997) mesaj göndermemize ve seyahat etmemize izin verir (dolaşım hizmetleriyle). 3G (7998) daha iyi bir mobil İnternet deneyimi getirdi (sınırlı başarı ile). 3.5G, mobil uygulama ekosistemini açığa çıkaran gerçek bir mobil İnternet deneyimi getirdi. 4G (2008) ağları, birleşik ağ mimarileri ve protokolleri ile hızlı bir geniş bant İnternet deneyimi olan tüm IP hizmetlerini (ses ve veri) getirdi. 4G LTE (uzun süreli gelişim için) 2009'dan itibaren veri hızlarını ikiye katladı. SG, basit sanal ağ yapılandırmalarının ağ maliyetlerini uygulama ihtiyaçlarıyla daha uyumlu hale getirmesine izin verecek şekilde tasarlanmıştır. Bu yeni yaklaşım, SG Mobil Ağ operatörlerinin düşük bantlı, düşük güçlü uygulamalar için uygun maliyetli çözümler sunarak loT pazar pastasının daha büyük bir parçasını yakalamasına olanak tanıyacaktır.

Gerçek 5G Kullanım Durumları Nelerdir? Her yeni nesil kablosuz ağ, yeni bir dizi yeni kullanımla birlikte geldi. Bir sonraki 5G istisna oluşturmayacak ve loT ve kritik iletişim uygulamalarına odaklanacak. Program açısından, zaman içinde aşağıdaki kullanım durumlarından bahsedebiliriz: -Sabit kablosuz erişim (2078-2079'dan itibaren) -4G geri dönüşlü gelişmiş mobil geniş bant (2079-2020-2027 arası) -Massive M2M / loT (2027-2022 arası) -Ultra düşük gecikmeli loT kritik iletişimler (2024-2025 arası)

5G Ne Zaman Geliyor? GSMA lntelligence'a göre Mart 2027 itibarıyla 757 mobil operatör 62 ülkede ticari 5G hizmetleri başlattı. Çalışma, 2021'in sonunda 557 milyon ve 2025'in sonunda 7,8 milyar abonelik öngörüyor. Şimdiye kadar yapılan ana adımlar şunlardır: Japonya ve Kore, 2073 yılında 5G gereksinimleri üzerinde çalışmaya başladı. Samsung, Huawei ve Ericsson, 2073 yılında prototip geliştirmeye başladı. Ericsson ve TeliaSonera, 2078'de Stockholm ve Tallinn'de ticari hizmetleri kullanıma sundu. Kuzey Amerika'da 5G, 2079'da bazı yerlerde satışa sunuldu. ABD'de, 2020'nin ilk yarısında ülke çapında kapsama alanlarını duyurdu. Verizon 5G, 5G'yi piyasaya süren ilk taşıyıcı oldu. Birleşik Krallık'ta birçok şehir 2079 yılında 5G'yi kullanmaya başladı. EE, Vodafone ve 02, 2079'un ortasından bu yana aktif olarak 5G'yi kullanıyor.

5G hala dünya çapında tamamen yayılmadı. Bununla birlikte, bazıları zaten 6G’nin teknoloji için ne anlama gelebileceği konusunda spekülasyonlar yapıyor. 5G, özellikle gelişmekte olan ülkelerde henüz ana akım haline gelmemiş olsa da 6G’nin selefini nasıl geride bırakacağına şimdiden bir göz atabiliriz. Ve Telekom devleri her zaman gelecek nesillere hizmet edecek teknolojilerin peşinde olduklarından, teknoloji endüstrisinde bu şaşırtıcı olarak görünmüyor. 6G hakkında bildiğimiz her şey hala teorik olsa da kesinlikle mevcut 5G ağının bir uzantısı olacak. 6G, yapay zekâ, robotik ve otomasyon gibi en son teknolojileri daha yeni boyutlara genişletebilir. 5G’den nasıl farklı olabileceğini yana doğru geçerek okuyarak görelim.

İlk kablosuz iletim tarihinin radyo dalgaları kullanılarak 3.4 kilometre çapında kablosuz olarak, 1895 Bir İtalyan mucit Guglielmo Marconi iletilen mors kodu gerçekleşti. Neredeyse bir asır sonra, 1973’te, 0G cep telefonları olarak adlandırılan ilk kablosuz cep telefonları gösterildi. Bu, kablosuz iletişim için çok önemli bir andı. Motorola’da bir mühendis olan Martin Cooper’ın bu buluşundan kısa bir süre sonra Telekom şirketleri ilk nesil “1G” mobil ağını geliştirmeye başladı. 30kHz bant genişliğine ve sadece sesli aramalara izin veren 2.4Kbps hıza sahipti. 1G, zayıf ses kalitesine ve sınırlı kapasiteye sahip olmasına rağmen 1991 yılına kadar kullanıldı. 1G’yi geride bırakan 2G cep telefonları, 1990’larda pazarlara girerek kullanıcıların SMS, e-posta göndermelerine ve hatta internette daha düşük hızlarda gezinmelerine olanak sağladı. 30kHz’den 200kHz’e kadar bant genişliği sundu; sürekli gelişmeler, hızları 384Kbps’ye çıkardı. Bundan sonra kablosuz teknolojideki gelişmeler çığ gibi büyüdü ve her on yılda bir yeni bir nesil gördük. 3G, 2G’yi 50 kat daha hızlı genişleterek görüntülü aramaları ve internet tabanlı uygulamaları kolaylaştırdı. Ardından, 4G, daha düşük gecikme süresi ve HD videolar ile 3G’nin 50 ila 500 katı hızlarla geldi. Şimdi, en yüksek 20Gbps hızına sahip 5G’ye sahibiz ve Qualcomm, 5G’nin IoT, otomasyon ve aşırı gerçeklik (XR) entegrasyonuna fayda sağlayacağını iddia ediyor. Sonunda 6G, 5G’den daha iyi performans gösterecek ve en akıl almaz teknolojik başarıları bile mümkün kılacaktır. Şimdi 6G’nin ne olduğuna ve sunduğu potansiyel faydalara daha yakından bakalım.

6G, birçok ülkede hala kullanılmayan 5G kablosuz teknolojisinin ardından altıncı nesil kablosuz iletişim olarak ortaya çıkacak. 6G, 5G’den 100 kat daha hızlı hızlar elde etmek için milimetre altı dalgalar olarak da bilinen olağanüstü yüksek frekanslı (THF) dalgaları kullanır; buna kıyasla, milimetre dalgaları (mmWave) kullanır. 6G’yi etkinleştiren gecikmenin, gelişmiş bağlantıya uyum sağlamak için artırılmış bant genişliği ile bir mikro saniyeden az olması bekleniyor. Başka bir deyişle, bu yeni nesil teknoloji, dijital dünya ile gerçek dünya arasındaki boşluğu doldurmaya hazırlanıyor. Samsung, “Samsung Networks: Redefined” etkinliğinde, 5G’nin 50 katı hız ve onda bir gecikme süresi elde ederek 6G aracılığıyla Hiper bağlantılı deneyim yol haritasında önemli ilerleme kaydettiğini belirtiyor.

Anlaşılmaz hızları ve mikro saniye gecikmeleriyle birlikte 6G’nin son derece güvenilir olması ve büyük miktarda gerçek zamanlı veri işlemeyi desteklemesi ve büyük verilerle çalışmayı kolaylaştırması bekleniyor. Kablosuz iletişimdeki ve algılama, görüntüleme, görüntüleme ve yapay zekâ gibi diğer teknolojilerdeki bütünleşmiş ilerlemelerin ürünü olacaktır. Otonom teknolojileri optimize etmenin yanı sıra bunlar, yeni nesil terahertz kablosuz teknolojisinin yol açabileceği gelişmelerden bazıları aşağıdaki gibidir.

Genişletilmiş Gerçeklik (XR), Sanal Gerçekliği (VR), Artırılmış Gerçekliği (AR) ve Karma Gerçekliği (MR) kapsayan bir terimdir. XR, eğlence, tıp, bilim, eğitim ve imalat endüstrileri dahil olmak üzere çeşitli alanlarda yeni kapılar açacak. Konsept, 5G geldiğinde popülerlik kazandı, ancak mevcut donanım sınırlamaları ve kablosuz yeteneklerin eksikliği nedeniyle 5G, XR’yi destekleyemeyecek. 6G’nin boşlukları doldurduğu yer burasıdır. İlgili donanımın 6G devreye girdiğinde hazır olması bekleniyor ve her ikisi birleştiğinde XR gerçek olacak. 5G hala dünya çapında tamamen yayılmadı. Bununla birlikte, bazıları zaten 6G’nin teknoloji için ne anlama gelebileceği konusunda spekülasyonlar yapıyor.

Yüksek çözünürlüklü işleme, giyilebilir ekranlar ve ultra hızlı kablosuz ağlardaki gelişmeler, mobil cihazların hologramları görüntülemesini sağlayacaktır. Holografik görüntüleme, 6G’nin sağladığı yüksek oranda veri aktarımı gerektirir. Yukarıdakiler göz önüne alındığında, bu teknolojinin gerçekte ne kadar gerçekçi hissettirdiğini sorgulayabilirsiniz. Henüz kesin olarak bilmesek de en iyi tahminimiz, Google’ın yeni girişimi Project Starline ile Google I/O Keynote 2021’de bize gösterdiğine benzer olacağı yönünde. Bunu bir perspektife oturtmak için, 6,7 inç ekranlı bir mobil cihaz üzerinde bir hologram, yalnızca 6G ile mümkün olan 580 Gbps hız gerektirir. Bunu mümkün kılmak için, yapay zekadaki ilerlemeler, holografik verilerin sıkıştırılması, çıkarılması ve işlenmesinde faydalı olabilir.

Dijital bir kopya, gerçek zamanlı bir dijital ikiz olarak hareket eden gerçek bir fiziksel varlığın sanal bir kopyasıdır. Dijital ikizler sayesinde kullanıcılar, mekânsal ve zamansal kısıtlamalar olmaksızın sanal bir ortamda gerçek varlıkları gözlemleyebilecek, izleyebilecek ve keşfedebilecekler. XR ve holografik ekranların birleştirilmesiyle, kullanıcılar gözlemin ötesine geçebilir ve söz konusu dijital ikizlerle etkileşime girebilir. Robotik ve Dijital çoğaltmanın entegrasyonu sayesinde kullanıcılar, dijital ikizini sanal olarak kontrol ederek gerçek dünyada bir robotu fiziksel olarak hareket ettirebilir. Bu teknolojinin son derece yeni doğası göz önüne alındığında hepsini açıklamak zor olsa da dijital çoğaltma çeşitli alanlarda çığır açan gelişmelere giden yolu açacaktır.

6G, çoğunlukla ve iyi bir nedenle hala kullanılmayan bir bölgedir. Elbette üstesinden gelinmesi gereken uzun bir zorluklar listesi var ve yakın zamanda bize gelmeyecek, ancak sunduğu faydalar hakkında konuşulamayacak kadar devrim niteliğinde olacak gibi gözüküyor. 6G, bulut oyunları, bulut depolama, VR, AR ve benzerleri gibi mevcut gelişen teknolojilere yepyeni bir boyut katacak. Daha da önemlisi, kablosuz teknolojinin geleceğinde kaçınılmaz bir adım olan XR, holografik ekranlar ve dijital çoğaltma gibi yeni teknolojilere öncülük edecek.

İklim değişikliğinin giderek daha karmaşık bir küresel sorun haline gelmesiyle birlikte, sürdürülebilir ilerleme sağlamak çok önemlidir. Neyse ki, bazı iyi haberlerimiz var. Göre Dünya Ekonomik Forumu , dijital teknolojiler dahil 5G-ebil 2020 yılında Ve artan verim ve sürdürülebilirlik standartlarına% 15 oranında dünya çapında emisyonlarının azaltılması, 6G yüksek hedefler. 6G’nin BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine (SDG) ulaşmada önemli bir rol oynaması bekleniyor. Sanallaştırma, enerji kaynaklarının sürdürülebilir üretimini ve tüketimini sağlayacaktır. 6G’nin sağladığı hiper bağlantı ve bilgiye erişim, dünya genelinde yaşam standartlarını iyileştirecek.

6G, bilgiyi algılama, insanlarla ve makinelerle iletişim kurma ve hayatı deneyimleme şeklimizi değiştirecek. Tüm bunları ve daha fazlasını başarmak için, cep telefonlarının donanım ve bilgi işlem yeteneklerinde muazzam iyileştirmeler ve 5G’ye kıyasla genişletilmiş ağ performansı gerekiyor. 6G için en büyük zorluk, terahertz dalgalarının atmosferik emilimini ve şiddetli yol kaybını önlemektir. Mevcut 5G ağları da bu sorunla karşı karşıya; kullanıcılar bir ağaç veya bina tarafından engellendiğinde sinyal kaybı bildirdi. Samsung’un 6G teknik incelemesi, bu sorunu potansiyel olarak çözebilecek birkaç ‘aday’ teknolojiden bahseder. Bu teknolojilerden bazıları, ağ tipi ağ topolojisi, spektral paylaşım, kapsamlı AI ve diğer yeni teknolojileri içerir.