- info@mobilegeneration.com.tr
- Pzt. - Cum: 8.30 - 18.00
Sorunuz mu var ? Hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Sorunuz mu var ? Hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Over 10 years we help companies reach their financial and branding goals. Engitech is a values-driven technology agency dedicated.
411 University St, Seattle, USA
engitech@oceanthemes.net
+1 -800-456-478-23
1G ilk nesil kablosuz telefon teknolojisidir. Mobil telsiz telefon sistemlerinin (0G olarak bilinir) yerini aldı. 1980'li yıllarda oluşturulan bu teknoloji, hücresel bir ağ sistemi kullanır.
2G ikinci nesil kablosuz telefon teknolojisidir. Aynı 1G gibi, hücresel bir ağ sistemi kullanır. 2G hücresel ağlar, 1991'de Radiolinja (şimdi Elisa Oyj'nin bir parçası) tarafından Finlandiya'da GSM standardında piyasaya sürüldü.
2G ve 2.5G hizmetleriyle karşılaştırıldığında, 3G eşzamanlı konuşma ve veri hizmetleriyle daha yüksek veri hızlarını (HSPA+ ile iniş yolunda 14.4 Mbit/s ve çıkış yolunda 5.8 Mbit/s'ye ulaşan hızları) desteklemektedir.
Telekomünikasyon'da 4G, dördüncü nesil kablosuz telefon teknolojisidir. 3G ve 2G standartlarının devamıdır. Diğer telekomünikasyon standartları gibi hücresel bir ağ sistemi kullanması ve üçüncü nesilde ortaya çıkan kapsama alanı sorunu başta olmak üzere bazı sorunları çözmesi beklenmektedir.
5. Nesil Mobil Telekomünikasyon Hizmeti; yeni nesil kablosuz telefon teknolojisidir. Dördüncü nesil teknolojinin yaklaşık 10 katı veri iletim hızı sağlamaktadır. Bu hız kullanılan cihazın kategorisine göre 1 ila 10 Gbps arasında değişebilecektir.
6G, 5G'nin ardılı olarak hücresel veri ağlarını destekleyen altıncı nesil kablosuz iletişim teknolojileri olacak. Teknoloji ~ 95 Gb / sn'lik hızlarda büyük olasılıkla önemli ölçüde daha hızlı olacak.
Bilişim Çağı (Almanca Informationszeitalter; İngilizce Information Age) bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişimin insanlık tarihinde toplumsal, ekonomik ve bilimsel değişimin yönünü yeniden belirlediği ve giderek ağ toplumunun ortaya çıktığı döneme verilen addır. Başta imalat sanayii olmak üzere, ulaştırma, inşaat ve enerji sektörlerindeki gelişmelerin toplumsal ve ekonomik değişimin itici gücü olduğu endüstri toplumunun gelecekte neye evrileceği konusundaki tartışmalar 1950’lerin sonlarında başlamıştır. Başlangıçta bu döneme Endüstri Sonrası Çağı denmiştir. Bilgi Toplumu/Çağı, Enformasyon Toplumu/Çağı, İnternet Toplumu/Çağı, Elektronik Çağ, Siber Toplum/Çağ, Dijital Çağ, Sanayi-ötesi Çağ, Post-Modern Çağ, Yeni Çağ gibi çeşitli isimlerle de bilinmektedir. 1980’lerde İnternet’in kullanımının yaygınlaşması ve nihayet 1995’te tamamen serbest bırakılmasından sonra endüstri sonrası terimi yerini enformasyon sözcüğüyle değiştirmiş, kavram Türkçeye Bilişim Çağı ya da Bilgi Çağı olarak yerleşmiştir. Günümüzde “Bilişim Çağı” terimi, 1990’lardan bugüne kadar olan süre için kullanılmaktadır.
Alberts, Papp ve Kemp’e göre Bilişim Çağı başlıca sekiz alandaki teknolojik gelişmeler üzerine kurulmuştur.
Teknolojik gelişmeyle birlikte, bilişim ve iletişim altyapısının geniş coğrafi alanlara yayılması ve mobil iletişim teknolojileri aracılığı ile veri ve enformasyon erişiminin zaman ve mekândan bağımsız hale gelmesi, bireylerin, kurumların ve toplumların birbirleri ile ilişkilerinin bir bölümünü iletişim ve bilgisayar ağları üzerinden yürütebilmelerine olanak sağlamıştır. Bilişim Çağı’nda bireyler ve kurumlar işlerini görmek ve günlük yaşamlarını sürdürmek için büyük miktarda veri ve enformasyona gereksinme duymaktadır. Birey ve kurumlar aynı zamanda birer veri kaynağı işlevi de görmekte, büyük bir veri havuzu olan İnternet’e, ya da bireysel veya kurumsal bilişim sistemlerine veri katkısında bulunmaktadır.
Veri ve enformasyonun zaman ve mekân kısıtlarını aşması, Bilişim Çağı’nda ülke sınırlarını yok etmese de bir ölçüde yeniden tanımlanmalarına yol açmıştır. Oyunlar, kitaplar, müziksel yapıtlar, görseller ve videolar dijitalleşerek elektronik ürünlere dönüşmüştür. Ayrıca ticaretin; yayıncılığın, devlet hizmetlerinin; iş yaşamının; çıkar, ilgi, inanç, köken veya eğlence odaklı gruplaşmaların bir bölümü elektronik ortama kaymıştır. Kurumların ve işletmelerin örgüt yapıları değişmiş; hiyerarşik yapıların yerini daha esnek ve daha otonom ağ tipi örgütlenmeler almaya başlamıştır.
(Informations- und Kommunikationstechnologie (kısaca IKT); İng. information and communication technologies (kısaca ICT)), bilgi teknolojileri ve iletişim teknolojileri terimlerini tek bir çatı altında toplayan ve bu teknolojiler arasındaki ilişkiyi vurgulayan bir terimdir. 1980’lerde başlayan dijital yakınsama (İng. digital convergence) sürecinde, metin, ses ve görüntü bilgisayarlar tarafından dijital ortamda işlenmeye başlamıştır. Buna paralel olarak telekomünikasyon sistemlerinin de dijitalleşmesi ile birlikte dijital verilerin ve enformasyonun iletimi olanaklı hale gelmiş; bilgi teknolojileri ile iletişim teknolojileri iç içe geçmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojileri terimi, bu yakınlık ve bağımlılığı belirtmek amacıyla kullanılmaktadır.
Ağ Toplumu, ağ bağlantılı, dijital bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının neden olduğu sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değişimlerle ilgi olarak 1991 yılında ortaya atılmış bir ifadedir. Ağ Toplumu kavramı Georg Simmel gibi erken dönem sosyal teorisyenlerinin çalışmalarına kadar uzanabilir. 1991 yılında Manuel Castells tarafından ortaya atılan ve daha sonrasında Hollandalı sosyolog Jan Van Dijk tarafından geliştirilen Ağ Toplumu kavramının bilişim çağından, (İngilizce: Information Age) sonra dijital kültüre yön veren bir iletişim formu olduğu belirtilmiştir. Toplumun sosyal organizasyon formundan ağ toplumu formuna geçmesiyle daha esnek ve birbirine bağlı (İngilizcesi: Interconnected) bir iletişim ortamı kurulmuştur. Merkeziyetçi olmaması, herkesin özgür ifadelere yer verebilmesi, Jan Van Dijk tarafından “yatay hiyerarşi” olarak tanımlanmış ve 21. yüzyılın ilk on yılında internet gibi medya daha da gelişmiş hale gelip, nüfusun daha geniş kesimleri tarafından ve ekonomi, siyaset ve kültürle ilgili çıkarlar tarafından kullanılmaya başlandıkça, yavaş yavaş “normal medya” olarak görünür olmuştur. Jan Van Dijk, kâğıt iletişim araçlarının modasının geçeceğini iddia etmiştir.
Ağ toplumu terimi Hollandalı Sosyolog Jan van Dijk tarafından 1991 Hollanda kitabı De Netwerkmaatschappij’de (Ağ Toplumu) ve Manuel Castells tarafından Bilgi Çağı üçlemesinin ilk bölümü olan Ağ Toplumunun Yükselişi’nde (1996) yazılmıştır. 1978’de James Martin, kitle ve telekomünikasyon ağları ile bağlantılı bir toplumu belirten ilgili ‘Kablolu Toplum’ terimini kullandı. Van Dijk, ağ toplumunu, sosyal ve medya ağlarının bir araya gelmesinin temel örgütlenme biçimini ve her düzeyde (bireysel, örgütsel ve toplumsal) en önemli yapıları şekillendirdiği bir toplum olarak tanımlar. Bu tür bir toplumu, fiziksel birliktelik olarak şekil alan gruplar, örgütler ve topluluklar (kitleler) ile karşılaştırır.
Manuel Castells;
Castells’e göre ağlar, toplumlarımızın yeni sosyal morfolojisini oluşturmaktadır. Castells için ağlar modern toplumun temel birimleri haline gelmiştir. Van Dijk ise o kadar ileri gitmemektedir; onun için bu birimler hâlâ bireyler, gruplar, örgütler ve topluluklardır, ancak ağlar tarafından birbirine bağlanabilirler. Berkeley Üniversitesi’nden Harry Kreisler ile röportaj yaparken Castelss şunları söylemektedir: “Bir ağ toplumunun somut olarak tanımı, kilit sosyal yapıların ve faaliyetlerin elektronik olarak işlenmiş bilgi ağları etrafında organize edildiği bir toplumdur.” Bu yüzden ağ toplumunun sadece sosyal ağlarla ilgili olmadığını söyler çünkü sosyal ağlar çok eski sosyal örgütlenme biçimleridir.
Dijk, “ağ toplumu” terimini, medya ağlarındaki ilişkilerini giderek daha fazla organize eden, yüz yüze iletişimin sosyal ağlarının yerini alan veya tamamlayan bir toplum biçimi olarak tanımlamıştır. Kişisel ve sosyal ağ iletişimi dijital teknoloji ile desteklenmektedir. Bu, sosyal ve medya ağlarının, modern toplumun en önemli örgütlenme biçimini ve en önemli yapılarını şekillendirdiği anlamına gelir. Van Dijk’in Ağ Toplumu, ağ toplumunun ne olduğunu ve gelecekte nasıl olabileceğini kendi olgusuyla tasvir ediyor. Bu kitabın ilk sonuçlarından biri, modern toplumun bir ağ toplumu olma sürecinde olduğudur. Bu, internette kişilerarası, örgütsel ve kitle iletişiminin bütünleştiği anlamına gelir. İnsanlar birbirleriyle bağlantılı hale gelir ve sürekli olarak bilgiye ve iletişime erişebilirler. İnternet kullanan herkes evine ve iş yerlerine “bütün dünya’yı” getiriyor. Buna ek olarak, internet gibi medya daha da gelişmiş hale geldiğinde, 21. yüzyılın ilk on yılında nüfusun daha büyük kesimleri ve ekonomi, politika ve kültüre kazanılmış çıkarlar tarafından kullanıldıkça yavaş yavaş “normal medya” olarak görünecektir. Gazetelerin ve mektupların bilgiyi yaymak için eski biçimler haline gelmesiyle, kâğıt ve baskı iletişim araçlarının modası geçeceğini de iddia ederek bu tanımları kitabının sonuçlarına ekliyor.
Enformasyon (malumat) en genel anlamda belirli ve görece dar kapsamlı bir konuya (bağlama) ilişkin, derlenmiş bilgi parçasıdır. Derleme süreci ölçüm, deney, gözlem, araştırma ya da haber toplama (istihbarat) bulgularının özetlenmesi biçimini almaktadır. Bulgular, onların biçimlendirilmesi ve sunulmasında kullanılan sembollerin genel olarak kabul görmüş bir yaklaşımla yorumu ile anlamlandırılmaktadır. Belirli bir konuda zamanla biriken enformasyon, ayıklanıp sınıflandıktan ve düzenlendikten sonra, genelliği ölçüsünde bilgiye dönüşmektedir. Bu açıdan, enformasyon özel bir konunun anlaşılmasına ya da özel bir problemin çözümüne hizmet ederken, bilgi görece daha genel bir konunun anlaşılması veya belirli türden problemlerin tümünün çözülmesi için kullanılmaktadır.
İstatistikte enformasyon sözcüğü belirli bir popülasyona ilişkin olarak toplanmış veriler ve bunların sayısal ya da görsel olarak sunulmuş özetlerine işaret etmektedir. Bir popülasyona ilişkin parametreler ve istatistikler, o popülasyona ait enformasyonu teşkil etmekte; popülasyonun anlaşılmasına, betimlenmesine, giderek popülasyona ilişkin çıkarımlarda bulunulmasına yardımcı olmaktadır.
15 Ocak 2005’te İnternet‘in bir bölümüne ait çeşitli yolların görünümü. Microsoft’un kurucusu Bill Gates’e göre, İnternet, Bilişim Çağı’nın ve 21. yüzyılın ekonomik ve kültürel oluşumunda anahtar rolü oynayacak en önemli teknolojik gelişmedir. Bunun nedeni, Internet’in veri ve enformasyon alış-verişi için özgün, bağımsız, açık, ölçeklenebilir ve güvenilir bir ortam teşkil etmesidir. Gates’e göre İnternet Çağı’nın en önemli teknolojik uygulaması World Wide Web olmuştur. Web sayesinde İnternet’te veri ve enformasyon aramak, bulmak ve paylaşmak kolaylaşmış, hemen herkesin elinden gelebilen sıradan bir sürece dönüşmüştür.
// Bize bir mesaj bırakın! Sorularınızı 7/24 cevaplamak için buradayız.